Türkçe mi kullanmalı yoksa Turkche mi?
Gönderilme zamanı: 06 May 2008 [ 18:48 ]
[ ARKADAŞLAR GERÇEK BİR TÜRK İSENİZ BU YAZIYI SONUNA KADAR OKUYUNUZ. LÜTFEN!!!
Elimden geldiğince açık ve okunur yazmaya çalıştım. Sizi sıkmayacağına eminim. Çok şey kazanacağınıza inanıyorum. Tek istediğim yazıyı sonuna kadar okumanız. Bunu ilk başta kendiniz için sonra Türk olduğunuz için yapınız. ]
Türkçe mi kullanmalı yoksa Turkche mi?
Arkadaşlar bildiğiniz üzere Büyük Uyanış bölümünde vatanımız için çok önemli olan bazı konuları sizlerle paylaşmak ve elimden geldiğince sizlere faydalı olmak için yazılar yazıyordum. Vaktim olmadığından uzun süredir yazamasam da yine çok önemli bir hususla tekrar karşınızdayım.
Türkçe…
Arkadaşlar dil bir milletin manevi bayrağıdır. Dil olmadan kültürden bahsetmek imkansızdır. Yani dilini kaybeden millet kültürünü geliştiremediği gibi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Şimdi aklınızdan sıradanlaşan cümleler sarf edeceğim düşüncesi geçebilir ama yazımı sonuna kadar okursanız kendinizde bir şeyler uyanacağını fark edeceksiniz.
Öyle bir duruma geldik daha doğrusu getirildik ki Batı özentisi olduk çıktık maalesef. Sırf bu özenti uğruna 10000 yıllık dilimizi Türkçemizi, 300 yıllık bir dile İngilizce’ye tercih eder olduk. Oysa İngilizce yapı ve özellikleri bakımından Türkçemizden kat kat fakir bir dil. İngilizce’de kullanılan kelime sayısı 250 civarında iken dilimizde bu rakam on binleri buluyor. Hatta Türkçe çoğu kelimenin İngilizce’de bir karşılığı dahi yok.
“Gönül” gibi bir kavramı bile karşılayamayacak kadar aciz bir dildir İngilizce. En yetenekli İngilizce’ciyi getirin çeviremez şu iki kelimeyi İngilizce’ye… Gönlüm sende :D
Oysa Türkçemiz öyle mi? Hangi kelime, hangi duygu olursa olsun rahatlıkla ifade edebiliriz kendimizi dilimizle. Başka dillerde geçen bir sözcüğün bizde 3-4 karşılığı bile olabilmekte.Ama biz maalesef İngilizcelerini tercih etmekteyiz. :çok sinirli:
Matematiksel yapısıyla Türkçemiz tüm bilim adamlarını hayrete düşürecek cinsten bir dil. Sondan ekleme yapılarak bir kelimeye o kadar fazla anlam ve boyut kazandırılabilir ki bunu İngilizce’de yapabilmek için satır satır yazı yazmak gerekir…
İşte size örnek:
Siz Çekoslavakyalılaştıramadıklarımızdansınızdır…
Çevirin ve sonucu görün… Tabi çevirebilirseniz :D
Arkadaşlar bir milletin kültürün ortadan kaldırmak istiyorsanız ilk önce o milletini dilini etkisiz hale getirmelisiniz. İşte bunu şuan bize uyguluyorlar maalesef… Tarihte hiçbir zaman bağımsızlığını kaybetmemiş, hiçbir zaman sömürge olmamış Türk milletini dilini dolayısıyla kültürünü yok ederek tarih sahnesinden silmeye çalışıyorlar…
Nasıl mı yapıyorlar bunu?
Yukarıda acizliğini anlattığım bu İngilizce anasınıflarımızdaki tertemiz beyinlerimize kadar girmedi mi? İngilizce dersleri anasınıflarında bile okutulur oldu.
İlköğretimini bitirip liseye geçecek olan bir öğrenciye koskoca bir yıl kayıp yaşatılarak İngilizce öğretme bahanesiyle Hazırlık sınıfı uygulaması yapılmıyor mu? Öğrenci tam ilköğrenimini bitirip ortaöğretime geçecek, bir yıl tüm derslere ara verilip öğreniminden soğutuluyor gençlerimiz. Bir senesi çalınan öğrenciye sözde yabancı dil öğretiliyor sonraki 3 senede normal derslere kafa yoran öğrenci için kalıcı olmayan bir yabancı dil öğretilmiş olsa gerek. Peki sonuç? Öğrenci bir senesini kaybetti. Öğrendiği derme çatma İngilizce ile de yapsa yapsa dilini yozlaştıracak şeyler yapar… Kendimden biliyorum... :(
Bizler değil miyiz? Özenti gibi ok, yes, bye kelimeleri kullanan, bizler değil miyiz arkadaşlar kendimize singleboy, ayshe gibi yabancı yabancı isimler takan. Bizler değil miyiz dükkanlarımıza şirin görünmek için Donergy, Ahmet’s Meqan, gibi saçmalıktan öteye gitmeyen isimler veren.
Üniversiteye geliyorsunuz, orada da bırakmıyor bu illet yakamızı. Eğitimi İngilizce verilen bir üniversite de Fizik bölümüne gidiyorsunuz. Kuantum gibi zor bir dersi size İngilizce anlatıyorlar. Normalde Türkçe bile anlatılsa anlamakta zorlanacağımız bu dersleri hiçbir amaç olmadan bize yabancı dille öğretiyorlar. Ondan sonra bilim yapamaz duruma gelmiyor muyuz?
Yazık ki ne yazık…!
Gerekçeleri ne? İngilizce uluslararası bir dilmiş bu yüzden bilim yapma açısından bilinmesi gerekiyormuş. Buna inanan millet sömürge olmaya mahkum olmuş millettir.
Japonlar neden İngilizce kullanana acır gözlerle bakıp dışlıyorlar hiç düşündünüz mü? Onlar bilim yapmıyorlar mı? Cevabı biliyorsunuz evet… Japonlar dillerine dolayısıyla kültürlerine öyle sahip çıkıyorlar ki bilimle dünyayı yönetir duruma geliyorlar, icatlar yapıyorlar… Demek ki neymiş uluslar arası bilim yapmak için İngilizce’yi mutlaka bilmek diye bir kaide yokmuş.
Arkadaşlar zararın neresinden dönülse kardır. Biz şuan zarardayız ve eğer bu zarardan dönmezsek 1,5-2 nesil sonra Türkçe diye bir dilimiz olmayacak. Dilimizi bozup kültürümüzü yok edecekler. Yıllardır bileğini bükemedikleri Türk milletini tarihten silmiş olacaklar.
Peki Ne yapabiliriz???
Arkadaşlar ilk başta kendimize çeki düzen vereceğiz. Yani Türkçe karşılığı olan hiçbir İngilizce kelimeyi kullanmayacağız. Yazışmalarımızda ok, bye, yes gibi saçmalıklardan uzak duracağız. Kısa diye onları tercih mi ediyorsunuz? Kolayı var. Sizde kısaltın. Tmm, güle güle, evet desek de olur ;)
Bunlar başlangıç için yapmanız gerekenler. Sonra daha da detaya ineceğiz. Nasıl mı? Alternatifdeğil seçenek diyeceğiz, legal değil yasal diyeceğiz yani Türkçe’de karşılığı varsa (iddiaya girerim vardır) onu kullanacağız. İşte o zamanlar yapmacık yapmacık konuşmalarlar yazışmalarla değil, benliğimizi koruduğumuz ve dilimize sahip çıktığımız için farklı olup dikkat çekeceğiz…
Ben karşımda ok, yes, bye diyen birine acır gözlerle bakarım AMA KARŞIMDAKİ TÜRKÇE’Yİ DOĞRU KULLANDIĞIM İÇİN BUNU YAPAMAZ!!! İşte fark budur!
Kendimize çeki düzen verip bilinçlendik mi? Şimdi geldi çevremize…
Söyletmeyeceksin arkadaşım karşındakine anlamıyorum diyeceksin…
Örnek vereyim;
Benim ilkokulda okuyan bir yeğenim var. Okulda öğrendikleri İngilizceyi gelip söylüyor bana bende anlamıyorum diyorum tavır alıyorum. (Halbuki öğretmenini cebimden çıkarırım :D ) İsteklerini İngilizce konuşmamak şartıyla yapıyorum yola geliyor. İşte bunun gibi. Güzelce açıklandığı takdirde diline sahip çıkmayacak bir Türk tanımıyorum. Zaten çıkarsa da Türklüğünden şüpheye düşerim.
[hr]
Herkesin böyle davrandığını düşünür müsünüz arkadaşlar… Ne kadar güzel olur ve ne kadar imrenirler dilimize. Çünkü dünyada bizim dilimizin bir eşi daha yok. İddia ediyorum…
Ben birkaç yıldır bunu uyguluyorum kendime ve o kadar yol kat ettim ki anlatamam. O kadar güzel tepkiler alıyorum o kadar farklı görünüyorum ki herkesin içinde bu beni çok mutlu ediyor. En önemlisi de benliğime sonuna kadar sahip çıkıp, atalarımızın kanlarıyla yazdığı tarihimize sahip çıkmış oluyorum…
Zor değil arkadaşlar inanın… Başlamak başarmanın yarısıdır. Bu bilince sahip olduğumda ilk yaptığım şey [email protected] (inanın iğrendim şimdi kendimden) olan e-posta adresimi [email protected] olarak değiştirmek olmuştu… ;)
Türk’ü zor kullanarak yıkamazlar… Türk’ü sinsilikle, masa başında yıkarlar ancak… UYANALIM ARKADAŞLAR!!!
Gözlerinize sağlık…
Elimden geldiğince açık ve okunur yazmaya çalıştım. Sizi sıkmayacağına eminim. Çok şey kazanacağınıza inanıyorum. Tek istediğim yazıyı sonuna kadar okumanız. Bunu ilk başta kendiniz için sonra Türk olduğunuz için yapınız. ]
Türkçe mi kullanmalı yoksa Turkche mi?
Arkadaşlar bildiğiniz üzere Büyük Uyanış bölümünde vatanımız için çok önemli olan bazı konuları sizlerle paylaşmak ve elimden geldiğince sizlere faydalı olmak için yazılar yazıyordum. Vaktim olmadığından uzun süredir yazamasam da yine çok önemli bir hususla tekrar karşınızdayım.
Türkçe…
Arkadaşlar dil bir milletin manevi bayrağıdır. Dil olmadan kültürden bahsetmek imkansızdır. Yani dilini kaybeden millet kültürünü geliştiremediği gibi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Şimdi aklınızdan sıradanlaşan cümleler sarf edeceğim düşüncesi geçebilir ama yazımı sonuna kadar okursanız kendinizde bir şeyler uyanacağını fark edeceksiniz.
Öyle bir duruma geldik daha doğrusu getirildik ki Batı özentisi olduk çıktık maalesef. Sırf bu özenti uğruna 10000 yıllık dilimizi Türkçemizi, 300 yıllık bir dile İngilizce’ye tercih eder olduk. Oysa İngilizce yapı ve özellikleri bakımından Türkçemizden kat kat fakir bir dil. İngilizce’de kullanılan kelime sayısı 250 civarında iken dilimizde bu rakam on binleri buluyor. Hatta Türkçe çoğu kelimenin İngilizce’de bir karşılığı dahi yok.
“Gönül” gibi bir kavramı bile karşılayamayacak kadar aciz bir dildir İngilizce. En yetenekli İngilizce’ciyi getirin çeviremez şu iki kelimeyi İngilizce’ye… Gönlüm sende :D
Oysa Türkçemiz öyle mi? Hangi kelime, hangi duygu olursa olsun rahatlıkla ifade edebiliriz kendimizi dilimizle. Başka dillerde geçen bir sözcüğün bizde 3-4 karşılığı bile olabilmekte.Ama biz maalesef İngilizcelerini tercih etmekteyiz. :çok sinirli:
Matematiksel yapısıyla Türkçemiz tüm bilim adamlarını hayrete düşürecek cinsten bir dil. Sondan ekleme yapılarak bir kelimeye o kadar fazla anlam ve boyut kazandırılabilir ki bunu İngilizce’de yapabilmek için satır satır yazı yazmak gerekir…
İşte size örnek:
Siz Çekoslavakyalılaştıramadıklarımızdansınızdır…
Çevirin ve sonucu görün… Tabi çevirebilirseniz :D
Arkadaşlar bir milletin kültürün ortadan kaldırmak istiyorsanız ilk önce o milletini dilini etkisiz hale getirmelisiniz. İşte bunu şuan bize uyguluyorlar maalesef… Tarihte hiçbir zaman bağımsızlığını kaybetmemiş, hiçbir zaman sömürge olmamış Türk milletini dilini dolayısıyla kültürünü yok ederek tarih sahnesinden silmeye çalışıyorlar…
Nasıl mı yapıyorlar bunu?
Yukarıda acizliğini anlattığım bu İngilizce anasınıflarımızdaki tertemiz beyinlerimize kadar girmedi mi? İngilizce dersleri anasınıflarında bile okutulur oldu.
İlköğretimini bitirip liseye geçecek olan bir öğrenciye koskoca bir yıl kayıp yaşatılarak İngilizce öğretme bahanesiyle Hazırlık sınıfı uygulaması yapılmıyor mu? Öğrenci tam ilköğrenimini bitirip ortaöğretime geçecek, bir yıl tüm derslere ara verilip öğreniminden soğutuluyor gençlerimiz. Bir senesi çalınan öğrenciye sözde yabancı dil öğretiliyor sonraki 3 senede normal derslere kafa yoran öğrenci için kalıcı olmayan bir yabancı dil öğretilmiş olsa gerek. Peki sonuç? Öğrenci bir senesini kaybetti. Öğrendiği derme çatma İngilizce ile de yapsa yapsa dilini yozlaştıracak şeyler yapar… Kendimden biliyorum... :(
Bizler değil miyiz? Özenti gibi ok, yes, bye kelimeleri kullanan, bizler değil miyiz arkadaşlar kendimize singleboy, ayshe gibi yabancı yabancı isimler takan. Bizler değil miyiz dükkanlarımıza şirin görünmek için Donergy, Ahmet’s Meqan, gibi saçmalıktan öteye gitmeyen isimler veren.
Üniversiteye geliyorsunuz, orada da bırakmıyor bu illet yakamızı. Eğitimi İngilizce verilen bir üniversite de Fizik bölümüne gidiyorsunuz. Kuantum gibi zor bir dersi size İngilizce anlatıyorlar. Normalde Türkçe bile anlatılsa anlamakta zorlanacağımız bu dersleri hiçbir amaç olmadan bize yabancı dille öğretiyorlar. Ondan sonra bilim yapamaz duruma gelmiyor muyuz?
Yazık ki ne yazık…!
Gerekçeleri ne? İngilizce uluslararası bir dilmiş bu yüzden bilim yapma açısından bilinmesi gerekiyormuş. Buna inanan millet sömürge olmaya mahkum olmuş millettir.
Japonlar neden İngilizce kullanana acır gözlerle bakıp dışlıyorlar hiç düşündünüz mü? Onlar bilim yapmıyorlar mı? Cevabı biliyorsunuz evet… Japonlar dillerine dolayısıyla kültürlerine öyle sahip çıkıyorlar ki bilimle dünyayı yönetir duruma geliyorlar, icatlar yapıyorlar… Demek ki neymiş uluslar arası bilim yapmak için İngilizce’yi mutlaka bilmek diye bir kaide yokmuş.
Arkadaşlar zararın neresinden dönülse kardır. Biz şuan zarardayız ve eğer bu zarardan dönmezsek 1,5-2 nesil sonra Türkçe diye bir dilimiz olmayacak. Dilimizi bozup kültürümüzü yok edecekler. Yıllardır bileğini bükemedikleri Türk milletini tarihten silmiş olacaklar.
Peki Ne yapabiliriz???
Arkadaşlar ilk başta kendimize çeki düzen vereceğiz. Yani Türkçe karşılığı olan hiçbir İngilizce kelimeyi kullanmayacağız. Yazışmalarımızda ok, bye, yes gibi saçmalıklardan uzak duracağız. Kısa diye onları tercih mi ediyorsunuz? Kolayı var. Sizde kısaltın. Tmm, güle güle, evet desek de olur ;)
Bunlar başlangıç için yapmanız gerekenler. Sonra daha da detaya ineceğiz. Nasıl mı? Alternatifdeğil seçenek diyeceğiz, legal değil yasal diyeceğiz yani Türkçe’de karşılığı varsa (iddiaya girerim vardır) onu kullanacağız. İşte o zamanlar yapmacık yapmacık konuşmalarlar yazışmalarla değil, benliğimizi koruduğumuz ve dilimize sahip çıktığımız için farklı olup dikkat çekeceğiz…
Ben karşımda ok, yes, bye diyen birine acır gözlerle bakarım AMA KARŞIMDAKİ TÜRKÇE’Yİ DOĞRU KULLANDIĞIM İÇİN BUNU YAPAMAZ!!! İşte fark budur!
Kendimize çeki düzen verip bilinçlendik mi? Şimdi geldi çevremize…
Söyletmeyeceksin arkadaşım karşındakine anlamıyorum diyeceksin…
Örnek vereyim;
Benim ilkokulda okuyan bir yeğenim var. Okulda öğrendikleri İngilizceyi gelip söylüyor bana bende anlamıyorum diyorum tavır alıyorum. (Halbuki öğretmenini cebimden çıkarırım :D ) İsteklerini İngilizce konuşmamak şartıyla yapıyorum yola geliyor. İşte bunun gibi. Güzelce açıklandığı takdirde diline sahip çıkmayacak bir Türk tanımıyorum. Zaten çıkarsa da Türklüğünden şüpheye düşerim.
[hr]
Herkesin böyle davrandığını düşünür müsünüz arkadaşlar… Ne kadar güzel olur ve ne kadar imrenirler dilimize. Çünkü dünyada bizim dilimizin bir eşi daha yok. İddia ediyorum…
Ben birkaç yıldır bunu uyguluyorum kendime ve o kadar yol kat ettim ki anlatamam. O kadar güzel tepkiler alıyorum o kadar farklı görünüyorum ki herkesin içinde bu beni çok mutlu ediyor. En önemlisi de benliğime sonuna kadar sahip çıkıp, atalarımızın kanlarıyla yazdığı tarihimize sahip çıkmış oluyorum…
Zor değil arkadaşlar inanın… Başlamak başarmanın yarısıdır. Bu bilince sahip olduğumda ilk yaptığım şey [email protected] (inanın iğrendim şimdi kendimden) olan e-posta adresimi [email protected] olarak değiştirmek olmuştu… ;)
Türk’ü zor kullanarak yıkamazlar… Türk’ü sinsilikle, masa başında yıkarlar ancak… UYANALIM ARKADAŞLAR!!!
Gözlerinize sağlık…